İlk AYAHUASCA deneyimim 2. bölüm


https://drive.google.com/uc?export=view&id=1MHl3rsvbA7k2ILzZflSwiBGqRTX67n8N

Kaldığım yerden devam :) Maceramın 2. bölümüne hoşgeldiniz. Ben garaja çıktım ve sonrasında şaman yanıma geldi, bana sigara ikram etti ve ilkkez sesli konuşmak için dialogtaydık yüzyüze, ona benim grup için uygun olmadığımı, seslerin ve grup enerjisinin dikkatimi dağıttığını söyledim, birdahakine Peru'ya gidip, orman içinde yapacağımı söyledim. Kendisi bana Peru'da 6 ay kaldığını ve şaman tekniklerini öğrendiğini söyledi. Sonrasında zaten sabah olmuştu ve yine çemberde oturup herkes kendi yolculuğunu anlatmaya başladı. İnanın kimsenin hikayesini hatırlamıyorum çünkü daha önce hiç hissetmediğim görmediğim bir korku ile tanışmıştım. Grupta kendimi güvende hissetmediğimi ama dışarıya çıkınca güvende hissettiğimi söyledim çemberde, herkes çemberin güvenli olduğunu ve dışarısının güvende olmadığını söylediler, sende farklı olmuş dediler. 2. gece için kalmaya karar verdim ama ne olduysa çemberde konuşurken ben kararımı değiştirip gitmeye karar verdim, yeniden o korkuyu hissetmeye cesaretim yoktu ve oradan ayrıldım. Açıkçası ne olduysa oradan ayrıldıktan sonra oldu. Eve geldiğimde duş alıp yattım ve iyi hissediyordum lakin eski eşim gelip beni yargılayan bir sistemle konuşup bana karşı psikolojik şiddet uygulamıştı. Nedenini anlamamıştım, bana resmen durup dururken saldırmıştı. Bende artık yeter deyip, studiomu kapatıp, tüm danışanlarıma haber verip, Türkiye'ye dönme kararı verdim, hemde Ayahuasca içtiğim geceden 1 gün sonra, iyi kazandığım işimi kapatıp dönmek zor olsa da sonunda karar vermiştim. En zor verdiğim karardı hayatımda. Ayahuasca bana eski eşimin yüzünü gösterip ve bu adamın hiçbir şekilde değişip iyileşmeyeceğine dair anında bir olay yaşatmıştı. Sonrasında evde 3 gün boyunca yalnızdım, eski eşim Londra'ya gitmişti iş için. Gece karnımda değişik duyguları hissederek uyandım, içinde yüzde yüz hissettiğiniz bir korku ve endişe enerjileriyle dolu birşeyin içinden geçiyor gibiydim. Uyandım ve ne yapacağımı bilmiyordum nefesime odaklanmaya çalıştım, olmadı. Dışarısı kapkaranlık, aşağıya salona indim, sabah oldu ve karnımda ağrılar başlayıp, acıdan çığlık atmaya başladım ve alternatif şifa ile ilgilenen bir ablam vardı onu aradım. Abla Ayahuasca içtim ve karnımda ağrılarla, korkularla uyanıyorum, zihnim kilitlendi diye ağlamaya başladım, dikkatini başka şeylere vermeye çalış deyip, merak etme sana destek olucam deyip, telefonu kapadı. Sonrasında koşmaya karar verdim, karnımdaki ağrı ile terlersem bu ağrı geçer diye düşündüm. Nefese odaklı koşu, evet biraz iyi geldi ama halen karında kasılmalar ve korku devam ediyordu. Yoga matımı bahçeye çıkartım, karın esnemeleri ve egzersiz yapmaya başladım, biraz iyi geliyordu ama zihnim birşeyin eline geçmişti ve bu alanı ben bilmiyordum. Herşeyi unuttuğum ve hiçbirşeyin önemi kalmadığı bir alan, içinde de sadece korku ve endişe var. Hayatımda ilk kez bilmediğim bir konu hakkında sınava giriyordum. Bir sınavdayım ama soruların hiçbirini cevaplayamıyorum. Zihnim ilk kapanıp kilitlendiğinde fazla panik oldum ve tamam bu yolun sonu dedim. Kendimi yargılayan bir sistemle, şansımın burada da yürümediğine, bu kadar şanssızlıktan sonra bu şansızlık kapısında umudum tamamen ilkkez gitti ve umutsuzluğun, çaresizliğin ne olduğunu zihinsel ve duygusal boyutta iliklerime kadar hissettim. Bu başka birşeydi, dış dünyanın verdiği acıdan ayrı, spiritüel bir tokat yemiştim ve bu tokat tüm umudumu elimden almıştı. Şirketi hemen kapattım, eşyalarımı toparlamaya gücüm bile yoktu. Kendimi Amsterdam sokaklarına attım ve Vondelpark'a gittim. Hava inanılmaz güneşliydi. Vondelpark'ta tekbaşıma güneşin altında yatarak, meditasyon ve hafif zorlanmadığım nefes teknikleriyle, sürekli yükselen korku ve endişemle konuşmaya başladım. İyi gitmeyen bir şamanik yolculuk sonunda nasıl yüzleşip, iyileşip, toparlanıcam konusunda hiçbir fikrim yoktu. İlkkez hiç bir programım ve planım yoktu, busefer hiçbirşey yoktu. Sonrasında 6 sene süren bir mücadele başladı içimde, sessizliğimde ve zihnimde. Türkiye'ye dönüp Türk şaman, guru ve de yogilerden destek almaya çalıştım, birçok derin yolculuklara çıkıp, derinden iyileşip, dönüşmeye çalıştım, sonrasında 2 kez daha Ayahuasca çayı içtim. Bazı yolcululuklarım güzel ama çoğunda zorlayıcı deneyimlerim oldu. Çok ağladım, 5 sene durmadan ağladım acıdan ve korkudan, zihinsel çaresizlikten, kapana sıkışmış bir fare gibi kapı kapı gezdim. Ne zaman iyileştiğimi hissettim biliyormusunuz. Aramayı bıraktığımda, kapı kapı şamanların, guru ve yogileri bıraktığımda. Bu yolda, kadim bilgeliğe tam hakim olamadım ama kalbimin gücünü keşfettim. Spiritüel simyacıların ne kadar güçlü olduğunu keşfettim. Çok fazla sıradışı, spiritüel deneyimlerim ve astral seyahatlerim oldu. Şimdi nasılsın diye sorarsanız; tüm yaşanmışlıkları kabul edip, hayatımı film şeridi gibi şahitlik koltuğunda oturup sakince tüm duygu ve düşüncelerimi kontrol etmeye başladım gibi bir yöne doğru evriliyorum. Hatta bir ara derin meditasyon yaptığım zaman rüyaları bile ziyaret edebiliyordum lakin şuan meditasyona ara verdim. Bu yeteneğim körelmiş olabilir. Bundan sonra ne yapacaksın diye soran olursa, bu kötü yaşanmışlıklara rağmen güçlü bir şaman simyacı bulabilirsem, Ayahuasca içip astral seyahatlerle spiritüel deneyimler yaşamak istiyorum. Ne mi öğrendin dersen, nasıl herkesle rakı içilmezse, bu zıkkımda herkesle her ortamda yapılmaz. Doğru zaman ve doğru yer olduğunda daha iyi bir yolculuk ve kendimin daha iyi bir versiyonuna kavuşmak için tekrar içmeyi düşünüyorum. Sabırla beni okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım bu blogum size de ışık olmuştur. Ne olursa olsun korkularınızın üstüne gitmeyi unutmayın. FİLİZ ÖZGÜR

Yorumlar