Zamansizliktan bir an...

Kendin olamadıgın her saniye ve her dakika sanki aleyhinde işliyormusuz gibi bir cember içinde yasamak....
Varolan yeteneğin ve beynine kazınmaya calışan senelerin hipnotik ortamından kaçmaya çalışmış ve de tökezleyerek korkularınıyla yüzleşemeyen bir garip yolcu gibi, karanlık ormandan ışığa dogru çıkmaya çalışmak....
Varolan dunya da, varolabilmek için ego yarışlarının kurbanı ya da aşkına tüm ruhunu teslim etmiş ve karanlıkta boğulana kadar celladına izin vermiş bir kurban psikolojisinden, çıkabilme gücünü veren o ulu, yüce inanc ve güçten büyük ne var ki.....
Kelebek etkisiyle acıları hissetme algılayışımıydı yoksa kelebek etkisini yaratan o bilincin ta kendisimiydim....
Sahi kimdim ben, mantık bilinciyle dengeyi bulmaya calısan mı, içimdeki sönmüş ısığı canlandırmaya calısan mı, bu iki delilik arasında delirmenin uçların da yaşamış olan mı....
Sahi bu kadar kolaymıydı, insanı insan yapan duygulardan uzaklaştırabilmek, dogruyu bilmek ama hissedebilme frekansına yükselme çabası bi o kadar da zormuydu....
Sahi kimdik biz, sürekli inançlarımızı ve motivasyonlarımızı birbirimize anımsatarak dunya illüzyonun da hayatta mı kalmaya çalışıyorduk...
Tüm kurguların karıştığı bu dönem de, duadan daha büyük hangi güç vardı ki....
Prestijmiydi ayakta tutan insanları yoksa sevgi mi, kalpten açılmış hesapsız olan...
Sevgi algıyışları da farklımıydı, yoksa aynı frekansmıydı...
Tıkanmışlığın verdiği bir özgürlük vardı belki de, bundan 100 sene sonra hatırlanmayacak ismimiz ve anılarımızda, korkulacak ne vardı ki....
Öğrenilmiş çaresizlik mi yoksa varolamama, iz bırakamama algısımıydı
ya da varolan kadere inanmak mı yoksa kaderi değiştirebilme gücümüzü hatırlamak mı...
Sahi kimdik biz, birer kukla mı yoksa maskeler ardında inandırılmaya çalışılan özgür ruhumuza inancımız mı?
Belki de an'da kalabilme gücümüzü bulmak ve sadece şimdiyi yaşayabilmektir, sorgusuz sualsiz, peki aşkın bu derece antagonist ruhunun yakıcı gölgesini nasıl silicez, dua işe yararmı ki, dua için elimi açtığım da başıma gelenler de kadermiydi....
Kaderimiz, kendi gücümüze, irademize, ışığımıza güvenmek olsun, yaratıcı gücün bir planı vardır demekten başka hangi inancımız kaldı ki.......
Filiz Ozgur 2017

Yorumlar